8 Kasım 2013 Cuma

Yapay Rahimde Büyüyen ve Doğan Keçi

Matrix filmi gerçek oluyor. Japon'lar Keçi ceninlerini anne karnı dışında yetiştirmeyi başardı.



Bu bilim olarak büyük bir buluş. Fakat bunun  üretim sistemine dönüştürülmesini düşünmek bile istemiyorum. Bu keçi yendiğinde insan sağlığı üzerindeki etkilerini hep beraber yaşarayark göreceğiz. Sanırım gelecekte iki çeşit beslenme şekli olacak geleneksel yöntemlerle beslenenler Organik ürün tüketenler ve G.D.O. lu Yapay ürün tüketenler  şeklinde .

Haberin Orjinalini okumak isterseniz

23 Ağustos 2013 Cuma

Saçlarımızı ve Sağlığımızı Etkileyen Sinsi Tehlike!

Hepimizin hemen hergün kullandığı heryerde satılan ve içeriğine hiç dikkat etmediğimiz markasına ve ambalajına bile alışarak kullandığımız Şampuanların içeriğini, kullanılan maddelerin faydalarını veya zararlarını hiç merak ettiniz mi?

Sıradan bir şampuanın içeriğini fotoğrafladık, Bu içerikler en çoktan en aza doğru sıralanarak yazılmaktadır. Bakalım Şampuanlarda kullanılan bu maddeler neler ; Tüm bu maddeleri araştırdık. Kullandığımız şampuanların içeriğindeki maddelerin hangileri faydalı siz karar verin.

Sizce Saçımızı temiz tutmak için bu kadar kimyasal kullanmak  gerekli mi?


Aqua :  Su. En iyi ihtimalle %50 si. Ne yazık ki şampuanların içindeki diğer maddelerin seyreltilmesi ve şişeden akabilmesi için.

Sodium Laureth Sulfate ( SLES) :  Sülfaktan . Petrolden elde edilen sentetik bir kimyasal. Deterjan etkisi göstermesi  ve köpürmesi için temizlik ürünlerine konuyor. Boru hatlarını temizlemek için bulunmuş. Vücuda teması halinde 1-2 dk içinde emilerek kana ve organlarımıza karışır. Saç derisini fazlaca kurutabilir. Beyin ve Sinir sistemimizi etkileyebilir. Üreme ve Endokrin sistemimizi bozabilir. Karsinojendir.

Sodium Lauryl Sulfate ( SLS) : Sürfaktan. Anyonik Sürfaktan. Emilgatör etkisini arttırmak, deterjan ve köpürmenin etkisini arttırmak için kullanılır.Vücuda teması halinde 1-2 dk içinde emilerek kana ve iç organlarımıza  karışır. Saç derisini fazlaca kurutarak ve saç köklerine zarar vererek saç dökülmesine yol açabilir. İç organlarda birikmeye yol açarak iltihaplanmasına yol açabilir. Çocuklarda göz gelişimini engeller.
Karsinojendir.
Ne yazık ki, şampuanın içindeki diğer 10 ila 30 maddenin seyreltilmesi ve şişeden akabilmesi için bu su lazı - See more at: http://www.zehirsizev.com/kisisel-bakim/sampuaninizin-icinde-neler-var/#sthash.yfyGrBxo.dpuf
Ne yazık ki, şampuanın içindeki diğer 10 ila 30 maddenin seyreltilmesi ve şişeden akabilmesi için bu su lazı - See more at: http://www.zehirsizev.com/kisisel-bakim/sampuaninizin-icinde-neler-var/#sthash.yfyGrBxo.dpuf
Ne yazık ki, şampuanın içindeki diğer 10 ila 30 maddenin seyreltilmesi ve şişeden akabilmesi için bu su lazı - See more at: http://www.zehirsizev.com/kisisel-bakim/sampuaninizin-icinde-neler-var/#sthash.yfyGrBxo.dpuf
Ne yazık ki, şampuanın içindeki diğer 10 ila 30 maddenin seyreltilmesi ve şişeden akabilmesi için bu su lazı - See more at: http://www.zehirsizev.com/kisisel-bakim/sampuaninizin-icinde-neler-var/#sthash.yfyGrBxo.dpuf

Cocamidopropyl Betain : Hindistan Cevizi Yağından elde edilir. Şampuan Köpüğünü ve Kalınlığını arttırmak için Kullanılır. Deri İltihabına, Kuruluğa ve Saç  Derisi  İrritasyonuna yol açıyor.

Citric Acid  ( E330) : Zararsızdır. Halk arasında Limon Tuzu olarak bilinen Karboksilik asitlerdendir. Şampuanların PH derecesini ayarlamada kullanılır.

Sodium Citrate (E331) : Zararsızdır. Kişisel bakım ürünlerinde PH'ı tamponlamakta, metil parabenlerin aktivitesini arttırmaktadır. Sudaki kalsiyum iyonlarını tutarak onların deterjan ve sabunların faaliyetlerini engellemesini önlemektedir. Temizleyici ve deterjanlarda kullanılan fosfatların yerini almakta, diğer kimyasallarla reaksiyona girmektedir.


Sodium Xylene Sulfonate: Kişisel Bakım ürünlerine Konan bir kimyasal katkı, Diğer Katkı maddelerinin suda çözünmelerini arttırmak için konulmaktadır. Zehirlidir. Üreme sistemini etkiler. Doğal çevreye çok zararlıdır.

Parfum : Sülfaktanlar ve diğer katkı maddelerinin Kötü Kokularını gizlemek için kullanılır. Gizlediklerinden daha fazla probleme yol açarlar.
sürfaktanların ve diğer maddelerin nahoş kokusunu maskelemek için kullanılıyor. Kendileri, ortadan kaldırdıkları problemden daha fazla probleme (alerjik tepkiler, astım atakları, baş ağrısı, vb.) yol açabiliyor. - See more at: http://www.zehirsizev.com/kisisel-bakim/sampuaninizin-icinde-neler-var/#sthash.yfyGrBxo.dpuf
sürfaktanların ve diğer maddelerin nahoş kokusunu maskelemek için kullanılıyor. Kendileri, ortadan kaldırdıkları problemden daha fazla probleme (alerjik tepkiler, astım atakları, baş ağrısı, vb.) yol açabiliyor. - See more at: http://www.zehirsizev.com/kisisel-bakim/sampuaninizin-icinde-neler-var/#sthash.yfyGrBxo.dpuf

Cocomide MEA: Şampuanlarda köpüğün çok ve kalıcı olmasını sağlayan bu maddeler, trietanolamin (TEA), dietanolamin (DEA), monoetanolamin (MEA) özellikle SLS ve diğer sülfatlı hammaddelerle birleşince, vücuda teması halinde dahi zarar verebilecek olan “nitrozoamin”leri oluştururlar. Bu maddelerin laboratuvar hayvanlarında yapılan incelemelerde beyin hasarına neden olduğu tespit edilmiştir. ​İnsana zarar verdikten sonra atık sularla, nehirlere göllere karışıp, o bölgedeki canlılığı tehdit ediyorlar. Bizler derelerin çevresinde atık bırakan fabrika arayaduralım, aslında fabrika evlerimizin içinde, gün be gün atık sularla birlikte doğayı biz zehirliyoruz.
Sodium Chloride : Zararsızdır. Kristal halinde suda eriyen Tuz.

Sodium Benzoate ( E211) : Bir kimyasal koruyucudur. Hücrelerin “güç istasyonu” olarak tanımlanan mitokondrilerinde D.N.A  hasarına yol açtığı tespit edildi. En son Coca Cola firması bu maddeyi kullandığı için özür dileyerek kullanımına son vereceklerini söyledi.

Tetrasodium  EDTA : Ağır metallerdeki izleri ve kirleri temizlemeyi kolaylaştırmak için kullanılır.EDTA biyolojik olarak kolayca ayrışmaz bu nedenle ortama girdiğinde zehirli ağır metalleri çözümekte ve onların besin zincirine girmesine sebep olmaktadır. Ağır metaller insan sağlığına zararlıdır ve davranışsal, psikolojik ve bilişsel sistemleri olumsuz olarak etkiler. Gözde ve deride tahrişe sebep olur.

PEG-60 : Hidrojenize Castor Yağı olarak bilinmekte. Nem değerini çoğaltıp azaltan sıvı ve katı yağları çözmek için kullanılan bir petrol ürünü. Cildin yaşlı görünümünü arttırır ve Cildimizi bakterilere karşı daha savunmasız duruma sokar.

Almond Glycerides : Buğday Proteini. Kozmetik ürünlerde nemlendirici yumuşatıcı olarak kullanılır.

Glycerin (E422) : Petrol ürünlerinden ve bazen propilenden sentetik olarak veya Hayvan ve Bitkilerin yağlarından şekerden mayalanarak elde edilebilir.Kıvam artırıcı,tatlandırıcı ve nem tutucu olarak kullanılır.
Saçlarda ve ciltte Parlaklık ve yumuşaklık sağlar. Bitkisel olanları tercih edilmelidir.

Butylphenyl Methylpropional : Lilial adıyla da bilinen sentetik parfüm maddesi. Alerji ve kontakt dermatitle ilişkilendirilmiştir. Biyo birikimlidir. Endokrin sistemine zarar verebilir.

Panthenol (Vitamin B5):  Cildi nemlendirme özelliğine sahip bir vitamin. Ciltte yeni hücrelerin gelişmesinde önemli bir etken. Güneşe maruz kalan saç tellerinin kırılıp kurumasını önlüyor. 

Panthenyl Ethyl  Ether : Bilinmiyor.

Guar Hydroxypropyltrimonium Cloride: Bilinmiyor.

Linalool: zambak kokusunu andıran bir nevi esansiyel yağ

Hexyl Cinnamal: Bir çeşit Parfüm maddesi. Papatya yağında bulunduğu gibi, sentetik olarak da üretilmektedir. Alerjik tepkilerle ilişkilendirilmiştir.

Limonene: Limon ve Turunçgillerde bulunan bir nevi esalsiyel yağ.

Benzyl Salicylate: Bir çeşit Parfüm maddesi. Alerji ve kontakt dermatitle ilişkilendirilmiştir. Bağışıklık ve endokrin sistemine zarar verebilir.





10 Ağustos 2013 Cumartesi

Güneş Koruyucularındaki Zararlı Kimyasallar

Güneş Kremleri ve Koruyucularındaki Zararlı Kimyasallar:

Yaz gelince hemen herkes Güneş Koruyucuları kullanmaya başlıyor. Güneş koruyucuları kullanmak, güneşin zararlı ışınlarından korunmanın yollarından yalnızca biri.

Yüksek koruma faktörlü koruyucular yüksek koruma sağlamayabilir; hatta vücudunuza gereğinden fazla kimyasal girmesine yol açabilir.

Pahalı koruyucular ucuz olanlardan daha etkili olmayabilir.

Aynı şekilde, bebek ve çocuklar için üretildiği söylenen koruyucular da, içerik olarak yetişkinlerinkinden hiç farklı olmayabilir.


Acaba bu krem ve koruyuculardaki zararlı içerikleri biliyor musunuz ?



Oxybenzone : Güneş Koruyularının hemen %80 inde bulunur. İnsan derisinin altına nüfuz ederek vücuda karışır. Hormonal bozukluklara yol açar, erkeklerde spermleri kadınlarda östrojen hormonu gibi davranır. Yüksek oranda cilt alerjisine neden olur.




4-MBC (4-methy-benzylidene camphor) : İnsan derisinin altına nüfuz ederek vücuda karışır. Anne sütüne dahi geçer. Östrojene bağımlı t tümör hücrelerini stimüle eder. Üreme bozukluklarına yol açar.

3-BP (benzophenone) : Derinin altına nüfuz ederek ve DNA yı değiştiren etki yaparak cilt kanseri oluşumuna neden oluyor. Hormonları bozmakta ve aktivite gecikmesine yol açmakta.
OCM (Octylmethoxycinnamate) : Deri altına nüfuz ederek kana karışır. Anne sütüne dahi geçer. Hormonal dengeyi bozmakta , üreme sistemini etkilemekte, tiroid hormonları etilemekte dir. Yüksek oranda cilt alerjisine neden olur.

HMS- Homosalate : Güneş koruyucularında çok yaygın kullanılıyor. Deriden nüfus ederek hormonlarda östrojen, androjen ve progesteron hormonlarını etkiliyor. Toksik yıkıma neden oluyor.

Octyldimethyl-PABA : Işığa duyarlılığa neden olur. Aşırı Allerjendir ve egzemaya sebep olur.

Retinil palmitat –retinol : Bir tür A vitaminidir. Güneş Ürünlerinin en az %25 inde bulunur. Cilt yaşlanmasını geciktiryor . Ancak yapılan araştırmalarda güneş altında sürüldüğünde, cilt tümörlerinin gelişimini ve doku bozulmalarını hızlandırıyor

9 Nisan 2013 Salı

Pestisitler den Korunma Yolları

Pestisitlerin zararlı etkilerini en aza indirmek amacıyla uygulanabilecek en etkili yöntemleri şöyle sıralayabiliriz;
  • YIKAMA  (akan soğuk suyun altında, gerekirse sebze ve meyveleri fırçalayarak yıkama)
  • Kabuk Soyma 
  • Isıl işlemler (haşlama, pişirme, pastörizasyon, sterilizasyon)
  • Organik Tarım Ürünlerini tercih ederek, hem sağlığımızı koruyup hemde bu ürünleri yetiştirenleri teşvik ederek organik ürünlerin çoğalmasını sağlayabiliriz.
  • İyi Tarım uygulamaları Sertifikası olan ürünleri tercih etmek. Alışveriş yaptığımız yerlerden bu ürünleri talep etmek.

Konvansiyonel Tarımın Bize Armağanı PESTİSİTLER

Pestisitler (tarım ilaçlarının genel adı), besin maddelerinin üretimi, tüketimi, depolanmaları sırasında besinlere zarar veren ve değerini bozan mikroorganizma ve zararlıları uzaklaştırmak, yok etmek, ayrıca bitki büyümesini düzenlemek amacıyla kullanılan kimyasal ya da biyolojik ürünlerdir.

Pestisitler, Ekonomik bir şekilde üretilmeleri ve kullanım kolaylığı nedeniyle yoğun ve bilinçsiz kullanılmaktadır. Ürünü; hastalıkların, böceklerin, yabancı otların ve diğer zararlıların olumsuz etkilerinden koruyarak verim ve kaliteyi güvence altına almayı sağlaması nedeniyle, tarımsal savaşımda çok önemli bir yer tutmaktadır. 

Pestisitlerin insan, çevre ve doğal denge üzerine olumsuz etkileri genel olarak doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki şekilde görülmektedir.

1- Pestisitler, insanlarda deri, ağız ve solunum yoluyla alınması neticesi doğrudan zehirlenmelere sebep olabilmektedir.

2- İnsanların pestisitlerden dolaylı olarak etkilenmeleri, bitkinin direkt yolla veya toprakta kalan pestisiti kendi bünyesine alması ve bu bitkilerin insan gıdası veya hayvan yemi olarak kullanılması sonucunda insanların gıda zincirine girmeleri yoluyla olmaktadır.






Pestisitlerin Sağlık Üzerine Etkileri

Dünyada toplam ilaç kullanımı ve toplam dünya nüfusu düşünüldüğünde; 0.5 kg/birey/yıl ya da 1.4 g/birey/gün tarım ilacı hesaplanmıştır. Sadece gelişmekte olan ülkelerde yılda 37 000 kanser olgusunun tarım ilaçlarından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Uzun Dönemde Görülen Sağlık Sorunları
*Kanser,
*Mutasyon (Genlerde değişiklik),
*Doğumsal şekil bozuklukları,
*Alerjidir.

Klinik çalışmalarda, migren, astım ve egzamanın pestisit kalıntılarından doğan gıda alerjilerinden kaynaklandığı gözlenmiştir.

Yapılan Çalışmalar Sonucu Tarım İlaçlarının;

*Pankreas kanseri,
*Lösemi,
*Sperm oluşumunda azalma,
*Erken doğum,
*Doğuştan bozukluklar
*Emzirme süresinin kısalmasına neden olduğu saptanmıştır. 

7 Mart 2013 Perşembe

Damarlarda 200 den Fazla Sentetik kimyasal

İnsan sağlığı ve çevrenin korunması EWG Başkanı  Ken Cook, yaptığı bir konuşmada 

hararetle damarlarında 200’den fazla sentetik kimyasal bulunan 10 Amerikalı’dan bahsetmiş. Söz konusu kimyasalların arasında, 30 yıl önce yasaklanmış olan leke çıkarıcılar, alevlenme geciktiriciler ve tarım ilaçları da bulunuyormuş.

Ken Cook’un ifadesine göre, bu kimyasallar, bu insanların soludukları havadan, içtikleri sudan ya da yedikleri yiyeceklerden gelmiyormuş.

Sizce Cook nasıl bu kadar emin konuşuyor?

Çünkü bu 10 Amerikalı, yeni doğan bebeklerden oluşuyor.

Diş Fırçalarken Zehirleniyormuyuz?


DİŞ FIRÇALARKEN ZEHİRLENİYOR MUYUZ?

Pek çok diş macununun üzerindeki açıklamalara baktığınızda, içinde SLS , SLES, Formaldeith, Triclosan, Florid, Paraben, Propilen glikol, sodyum bikarbonat, sodyum payrofosfat, anhydrous dikalsiyum, fosfat ve dioctyl sodyum sulfosuccinate,

tüm bunları ağzınıza koymak istediğinizden emin misiniz ?

İyi bir etiket Okuyucu olmak için Bu zararlı kimyasalları aşağıda listeledik. Kullanacağınız Diş Macunlarında aşağıdaki kimyasalların olmamasına dikkat ediniz.

Formaldehit : Bu kimyasalın kansere yol açtığı Avrupa ve Amerika'da yapılan araştırmalarda defalarca ispatlanmış. Tarımda, hayvancılıkta ve morglarda (cesetlerin çürümesini engellemek için) bu maddeden faydalanılıyor. Birçok ülkede kullanımı yasaklansa da ülkemizde bu konuda herhangi bir kısıtlama bulunmuyor.

SLS : şeklinde kısaltılmış sodium lauryl sulfate veya sodium lauryl ether sulfate (SLES). Macunu köpürtmek için ve dişleri temizlemek için kullılıyor. Cilt tahribatına, gözlerde kalıcı zarara ve mide ülserine yol açabilen SLS, genelde sanayilerde boru hattını temizlemek için tercih edilirken sıvı bulaşık deterjanı ve yüzey temizleyicilerinin de aktif maddesi.

Paraben : macunlarda koruyucu diye kullanılıyor. (methylparaben, ethylparaben, buthylparaben ya da benzylparaben bunlara örnektir) göğüs tümörü yaptığı için bazı Avrupa ülkelerinde yasaklanmış.

Florür (florid) : Dişlerin dış yüzeyi için önemli. Fakat vücuda alındığında beyin hasarına yol açıyor. İşin kötü tarafı 'çocuklara özel' satılan diş macunlarında florür oranının yetişkinlerinkine oranla çok daha yüksek tutuluyor.

Triclosan : Diş macununda kullanılan triclosanın dişeti iltihabı ve hastalıklarına karşı savaştığı ve yetişkinlerde bakteriye neden olan plakların gelişmesini engellediği klinik olarak ispatlanmıştır.Ancak , Sudaki Klor diş macunu ve deterjanlardaki triclosan adlı maddeyle temasa geçtiğinde reaksiyona giriyor ve zehirli kloroform gazı oluşuyor. Bu gazın solunması ya da deriden nüfuzu depresyon, karaciğer rahatsızlıkları ve kanser riski ortaya çıkarıyor.

6 Mart 2013 Çarşamba

Evde Kullandığımız Kimyasallar Zehir Saçıyor.

Evde Kullanılan Kimyasal Maddeler :
Evlerde günlük hayatta, başta temizlik işleri olmak üzere, değişik alanlarda birtakım kimyasal maddeler kullanılmaktadır.
Evlerde kullanılan kimyasallar genellikle şunlardır:



Bulaşık deterjanları,
Sabunlar,
Şampuanlar,
Çamaşır yıkamada kullanılan deterjan ve kireç önleyiciler,
Yumuşatıcılar,
Ağartıcılar (çamaşır suyu),
Kireç ve yağ çözücüler,
Lavabo açıcılar,
Tuvalet temizleyicileri (tuz ruhu, nitrik asit, sülfürik asit vb.),
Cam silmede kullanılan maddeler,
Pas gidericiler ve metal parlatıcılar,
Naftalin,
Kibrit,
Diş bakım ürünleri,
Nikotin (sigara tütünü).

Ev Kimyasallarıyla Zehirlenmeler Nasıl Olmaktadır?
Ev kimyasallarına bağlı zehirlenmeler, kimyasalların kazara alınması veya ürünlerin yanlış kullanılmaları sonucu meydana gelebilmektedir. Bu tür zehirlenmeler, özellikle de çocuklarda görülmektedir.

Zehirlenmeler konusunda 114 numaralı Ulusal Zehir Danışma Merkezinden bilgi alınabilir.
Ev kimyasallarının ağızdan alınması, uzun süreli solunması veya deri ve göze temas olması hâlinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulursa buralarda gerekli tedaviler veya yönlendirmeleryapılacaktır.
Kimyasalların ağızdan alınması durumunda, genel prensip olarak hasta kusturulmamalıdır.

Günlük Yaşamımızda Yapmamız gerekenler aslında Bizi yavaş yavaş zehirleyen içeriğinde insan sağlığına zararlı olduğu kanıtlanmış zararlı kimyasalları olan ürünleri hayatımızdan yavaş yavaş çıkarmalı ve insana ve çevreye dost ürünler kullanmalıyız.
İyi bir etiket okuyucusu olmalıyız.

23 Ocak 2013 Çarşamba

Pekmez de Kanser Tehlikesi

KONTROLSÜZ PEKMEZDEKİ  KANSER TEHLİKESİ 

Şifa niyetine yediğimiz hatta çocuklarımıza verdiğimiz pekmezin içindeki tehlikeler neler? 
Hangi pekmez kansorejen olabilir? 
Nelere dikkat etmek gerekir?

   Cevabı  "HMF" olarak kısaltılan "hidroksimetifurfural" adlı bir madde. Kanserojen ve genotoksik   (genleri bozan) olduğu düşünülmekte.Türk Gıda Kodeksi olası HMF miktarı için sınırlama getirmiş durumda.
Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Profesör Doktor Semih Ötleş, “Geleneksel olarak üretilen pekmezlerde bilinçsiz yapılan aşırı yüksek sıcaklıklarda istenmeyen bileşiklerin oluştuğu ve sağlık riskinin yüksek olduğu bilinmektedir. Çünkü oluşan serbest radikaller, bir çok hastalığın ortaya çıkışını tetikleyebilmektedir.
HMF, hidroksi metil furfural in kısa yazılışıdır. Bu madde üretimin kontrolu için indikatör yani belirleyici olarak analizi yapılan bir bileşiktir. Bunun miktarının yüksek olması, diğer istenmeyen bileşiklerin de yüksek oranda oluştuğunun göstergesidir.
Pekmezlerde, HMF düzeyi pekmezin çeşidine göre 75-100 mg/kg olarak Gıda Kodeksi tarafından belirlenmiştir. Bu sınırın aşılmaması gerekmektedir. Gıda Kontrol Müdürlükleri sanayi tipi ürünlerde bunun kontrolunu yapmaktadırlar.
Köy, kasaba gibi yerlerde pekmez üretimi geleneksel yöntemlerle yapılmaktadır. Burada düşük sıcaklıklarda uzun süre yapılan ısıtmalarda HMF seviyesi düşük olurken, kısa sürede ürün elde etmek için yüksek sıcaklıklarda ısıtılan pekmez üretimlerinde yüksek HMF değerlerine ulaşılmaktadır.
HMF si düşük üretim yapılma tekniği ise vakum altında yapılan pekmez üretim tekniğidir. Bu teknikte, vakum uygulaması ile HMF çok düşük seviyelerde kalmaktadır. Önerilen yöntem de budur.
Bu verilerden anlaşılacağı üzere, HMF nin yüksek olması pekmezin çeşidine göre değil, üretim tekniğine göre değişim göstermektedir.
  • Pekmezin üretimi sırasında yüksek ısılarla karşılaşmaması gerekiyor. Düşük ısıda pişmiş pekmez çok sağlıklı. Yüksek ısıda pişen ise kansorojen. O yüzden pekmez alırken, aldığımız yerin doğru tekniklerle pekmez üretmesi çok önemli.
  • Pekmezin depolanma koşulları da önemli. Satın aldığımız yerde gün ışığı temas edip etmediğine dikkat etmekte fayda var.
  • Pekmezin kapağını açtıktan sonra buzdolabında tutmak gerek. Eğer donarsa benmarı usulu ile 70 derece ısıyı geçmeden çözmek gerek.
  • Pekmez gibi şekerli ve karbonhidratlı yiyecekleri yüksek ısıda pişirmemek de iyi olabilir. Bu da keklere pastalara hoşçakal demek anlamına geliyor aslında. 
  • Pekmez almadan önce tadına bakmak iyi bir fikir. Eğer özellikle pekmezde ve reçelde aşırı yanmış bir tad alınıyorsa üründeki  HMF oranı büyük bir olasılıkla yüksek. Bu ürünü almayın hatta başkalarının da zarar görmemesi için ALO 174 Gıda Hattı'nı arayın. 
Bu tür konularda bilgi edinmek ve bu bilgiyi paylaşmak çok önemli. Siz de bu tür bilgileri öğrenip, meraklıkları ile paylaşmak isterseniz bizi sosyal medyada da  takip edebilirsiniz.



9 Ocak 2013 Çarşamba

Margarin O kadar Zararlı ki

Margarinin zararlarını şu şekilde sıralanabilir. "Margarin kimyasal işlemler sonucunda suni olarak elde edilir. Bunun için, sıvı yağlar tereyağına benzer görünüm ve tad elde etmek üzere çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilerek katılaştırılırlar. İlk olarak 1. Dünya Savaşı'nda cephede savaşan askerlere ucuz tereyağı sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir yöntemdir. Ancak günümüzdeki bilimsel çalışmalar bu katı yağın insan sağlığına çok zararlı olduğunu ortaya koymaktadır.

Üzerinde tamamen bitkisel bir yağ olduğu ve 0 mg kolesterol içerdiği yazsa da, margarinler kalp damar sağlığını tehdit ederler. Herhangi bir sıvı bitkisel yağ "hidrojenizasyon" işlemine tabi tutulur ve vücud ısısında erimeye hazır hale getirilir. Bu arada içerdiği doymuş yağ oranı tereyağı ile karşılaştırıldığında daha yüksek ve daha zararlı orana yükselir. Harvard Tıp Fakültesi'de yapılan bir çalışmaya göre, tereyağı ile karşılaştırıldığında margarin yemek kadınlarda kalp hastalığına yakalanma olasılığını %53 artırmaktadır.

Margarinin zararlarını özetlemek gerekirse:

• Koroner kalp hastalığı riskini 3 kat artırır.
• Toplam kolesterolü ve LDL'yi yükseltir. (Kötü kolesterol)
• HDL'yi düşürür. (iyi kolesterol)
• Anne sütünün kalitesini düşürür
• Bağışıklık sistemini zayıflatır
• Pankreasın insülin tepkisini azaltır ve şeker hastalığına yol açar.


Doymuş katı yağ oranının fazlalığının yanında, trans-yağ asidi miktarı da oldukça fazladır. Varlığı yeni farkedilen bu yağ asitleri de damar sağlığını ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. 2005 yılından itibaren FDA tarafından paketlenmiş her gıdanın üzerinde ne kadar trans-yağ asidi ihtiva ettiğinin belirtilmesi bir şart olarak getirilmektedir. Trans yağ asitlerinin kolesterolü dolaylı olarak artırması ile damar sertliği ve koroner kalp hastalığı gelişmektedir.
Görüldüğü gibi, her nekadar üzerinde tamamen bitkisel kaynaklı olduğu ve kolesterolsüz olduğu belirtilmiş olsa da, margarin çok zararlı bir yağdır."
Uz. Dr. Cihat Gündoğdu

7 Ocak 2013 Pazartesi

Merhaba

Merhaba,
Blog yazılarıma " merhaba " diyerek başlamak istedim. Merhaba 'nın kelime anlamını biliyor musunuz?
Günlük hayatımızda bol miktarda kullanıyoruz ama hiç düşündünüz mü?  " Merhaba " Farsça kökenli bir kelime ve anlamı " benden size zarar gelmez"  demek. Günlük merhabamız  ne kadar güzel anlam içeriyor değil mi? 
Benden ve  Blog'umuzdan size Kocaman bir MERHABA

Bugün, vücudumuz hiç olmadığı kadar çok miktar ve çeşitlilikte sağlığımızı tehdit eden koşullar ile kuşatma altındadır.

Günlük yaşamımızda ve Temizlik ürünlerdeki sağlığımızı tehdit eden zehirli kimyasallar , genetiği değiştirilmiş ve kimyasal işlemlerden geçirilmiş yiyecekler, kirli su ve hava, hepsi bir arada veya tek tek sağlık potansiyelimizi tehdit ediyorlar.

Küçük bir çaba ile çok olumlu sonuçlar elde edebiliriz. Öncelikle kimyasal ve elektromanyetik çevresel toksinlere maruz kalmayı azaltmalıyız. Sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmalıyız; içeriğinde sağlığımızı tehdit etmeyen doğal ve organik ürünler kullanmalıyız, iyi egzersiz ve kaliteli uyku, etkili bir stres mücadelesi.

Bizimle beraber araştırmak, öğrenmek, denemek ve paylaşmak isteyenlerin buluşacağı sayfa olmak amacımız.